19 Eyl 2007

Gel Teskere Gel

İlk askerlik anım lise yıllarımdan. Lise 1 ya da 2 yazı, henüz askeri darbe olmamış, her tarafta sıkıyönetim var.
Yaz tatilinde bir akrabamız çocuklarının arkadaşı olduğum için beni de yanlarına almış ve Avşa Adasında tatildeyiz. Gündüz denize giriyoruz, her gün adaya İstanbul'dan bir vapur geliyor, onu karşılıyoruz, uğurluyoruz, akşamları ise avare avare dolaşıyoruz.
Uzaktan uzağa bir kızı kesiyorum. Onu görünce içim kıpırdıyor, o da bana bakıyor galiba. Fakat ben gidip konuşmaktan filan çok uzağım. Bana bakarak oynuyor, dans ediyor. Ben de ona bakıyorum.
Kıyı boyunca klarnet çalınan meyhaneler dizili.
Esmeray adlı bir şarkıcının "Gel Teskere Gel" şarkısı çok moda, herkesin dilinde. Adada askeri bir şey var, bilmiyorum ne olduğunu, jandarma filan olabilir. O binanın önünde bir asker tüfeğiyle nöbet tutuyor, minik bir kulübesi var. Biraz ilerde ben ve iki arkadaşım bankta oturuyoruz. Askeri görünce ben, onun hoşuna da gider düşüncesiyle her halde, biraz sesimi yükselterek "Gel teskere gel teskere bitsin bu hasret.." diye mırıldanıyorum.
Birazdan asker beni çağırıyor. Gidiyorum. Kulübenin arkasına götürüyor beni. Gülümsüyorum. Birden, "sen ne diyosun lan, orospu çocuğu" deyip yanağıma bir tokat patlatıyor. Sarsılıyorum, beklemediğim bir şey çünkü. Sanırım alay ettiğimi düşünmüş. Sonra "gözüme görünme gebertirim" diye postallarıyla bir de tekme çakıyor bana.
Arkadaşlarım nooldu diyor. Yüzüm yanıyor.
Asker kızmış biraz, gidelim burdan diyorum.

Hiç yorum yok: