10 Kas 2007

Hayalimdeki Acı

Genelkurmay Başkanının PKK'lılar için söylediği, "Onlara hayal bile edemeyecekleri acılar yaşatacağız" sözlerini gazeteden okuyunca, 1985 yılında İzmir Emniyetinde geçirdiğim 15 gün geldi aklıma. Demek, "hayal bile edilemez acı" bende işkence çağrışımı yapıyor. "Hayal bile edilemeyecek acı" başka ne olabilir ki?
Bir insan eğer suçluysa, teröristse, yakalarsın, hapse atarsın, cezası neyse onu çeker, çatışmayı göze alıyorsa, dahası ölür. Var mı bunun daha ötesi? "Hayal bile edilemeyecek acı" da nedir?
Örneğin, ellerinizin arkadan bağlı olduğunu düşünün, sonra o bağlanma noktasından yukarıya doğru kaldırıldığınızı ve vücudunuzun havada asılı kaldığını düşünün. En çok nereniz acır? Hayal bile edemezsiniz.
Yere sırtüstü yatırıldıktan sonra tabanlarınıza bir sopayla vurulduğunu düşünün, bir, iki, üç sonra? Nasıl bir acı?
Çıplak olduğunuzu düşünün, gözleriniz bağlı, penisinize vurulsun. Nasıl bir acı? Bu acı nasıl hayal edilebilir?
Bir demire kelepçelenip, günlerce gözleriniz bağlı ve ayakta bekletildiğinizi düşünün. Uyumamanız için sürekli olarak yerinizde saydırılsın. yiyecek ve içecek de yok. Hadi hayal edelim nasıl bir acı bu? Ne kadar dayanılır bu acıya?
Birine, onun "hayal bile edemeyeceği acılar" yaşatabilmek için, o acıların daha önceden, bu acıyı yaşatacak olanlar tarafından düşünülüp tasarlanması gerekir.
Bu acılar, acıyı çekenleri değil, onu hayal edip uygulayanları kirletir yalnızca.

Hiç yorum yok: